10 Kasım 2009 Salı

Sevgili berberim Ahmet

Sevgili berberim Ahmet,

Sen kocaman bir çılgınsın! 20 yıllık berber-uzun saçlı ilişkimizin sonunda buna kanaat getirdim. Evet Ahmet Abi, yanlış duymadın. Tamı tamına 20 yıldır, yaklaşık 2 ayda bir, saçımı kestirmek üzere sana geliyorum ben. Tanıdın mı? Tabii ki tanımadın Ahmet Abi, tabii ki tanımadın... Desene, "20 yıldır geliyorsun, bir kere tanıdım mı ki şimdi tanıyayım?" diye.

Bi' kere, 20 yıldır sen "yazlık" dediğin için aynı adla andığım tıraşı oluyorum. Bir kez olsun sana "Bu sefer perma yaptırmak istiyorum." ya da "Aralara beç mi atsak, gölgeli daha mı genç gösterir?" gibi bir istekle gelmedim. Yalnızca bir kereliğine "Arkada kuyruk bırak." dedim ki onda da her tıraş olmaya gelişimde "Bu kuyruk kalsın mı burda? Keselim bunu yeaaa, kalmasın bu." diyerek beni önce kuyruktan, sonra hayattan soğuttun.

Hepsini geçtim, geçen seferki saç kesimi neydi öyle? Başka biri olsa, sana yeniden gelmek şöyle dursun, dava üstüne dava açardı. 20 yıllık geçmişimize acıyıp yapmadım öyle bir şey. Annem her sabah "Saçın çok kötü ya, baktıkça gülesim geliyor. Besleme gibi olmuşsun." dedi, içime attım...

Hadi onu geçtim, o koskocaman tahta fırçayla üstümde kalan saçları temizlerken koca fırçayı yüzüme gözüme vurman nedir? Tıraş makinesini carıl carıl enseme, yüzüme sürmen nedir Ahmet Abi!? CAN VAR ONUN ALTINDA CAN!

Bak, değdirmelerine bir şey demiyorum bile!

Arkada çok güzel müzik çaldığı için sakinim şu an, o yüzden daha fazla üstüne gitmek istemiyorum Ahmet Abi. Bak, "Abi" dediğim adamsın, gözünü seveyim ayağını denk al. Son kredilerini kullanıyorsun!

Öptüm bay,

Çağrı

0 yorum:

öptüm bay!  © Blogger template por Emporium Digital 2008

Voltar para o TOPO