22 Ocak 2010 Cuma

Sevgili Maral...

Sevgili Maral,

Seninle Gölge'de o limonlu parfeyi yediğimizden beri, hayat benim için bambaşka hale geldi. "Bi denesene yaa" diye uzattığın o masum çatal, artık benim için o kadar da masum değil. Ben artık eski Ezgi değilim Maral. Artık bir bağımlıyım.

Gel zaman git zaman artık o limonlu parfeden başka bir şey düşünemez oldum. Aradan bir mevsim geçti, ben hala onu arzuluyorum Maral. 5 kilo fazlamı konuşmuyorum bile.

Bu hafta sonu deli gibi kar yağacakmış, şu an ayaklarım deli gibi üşüyomuş falan artık hiçbiri umrumda değil, artık sadece limonlu parfemi düşünüyorum.

Onu benimle tanıştırdığın güne çok pişmanım Maral. Neden yaptın bunu bana?

Boğazım ağrıyo Maral, ama olsun.

Olsun yine de öptüm seni bay!

e.

3 yorum:

Dude

Bu serzenişlerin okurken bir yandan da "oh miğdemdeki ginesler" mırıldanıyorum mu acaba!

Akıllı olunması salık verilmesine...

εzgi

Yee eöö aslında ben öyle demek istemedim valla! Ühühühü!
Halbuki gayet usturuplu serzeştimdi.

Mırıl

Sevgili Ezgi
Sana ne desem bilemedim! Sen sadece limonlu parfeyi unutamamışsın ancak ben limonlu parfenin dışında Hande'nin tabağından yediğim makarna, makarna sosunun mantarı, Çağrı'dan yediğim pastayı da unutamadım. Benim işim daha zor değil mi ciğerim?
Ayrıca sen sevgilime bakma dokunamaz senin ginesine, benden korkar.
Gene de öptüm bay!

öptüm bay!  © Blogger template por Emporium Digital 2008

Voltar para o TOPO