18 Şubat 2010 Perşembe

Sevgili Muavinler...

Sevgili muavinler,

Ben, hayatı yollarda geçen biri olarak hemen her türlünüzle karşılaştım sanıyorum ancak her yolculuğumun sonunda beni tekrar tekrar şaşırtmayı başarabiliyorsunuz sizler. Nasıl becerebiliyorsunuz bunu? Cidden soruyorum, öyle yazımda laf salatası yapayım diye değil, biriniz çıkıp cevaplayın diye.

Öyle ki, artık sizlerle ilgili bizleri sinir eden, güldüren, şaşkına çeviren detayları bir kenara not etmeye başladım ufak ufak. Takribi bi' 15-20 sene sonra da hakkınızdaki kitabımı raflarda bulabilirsiniz. O denli doluyum sizlere karşı. JK Rowling'i tahtından edecek bir yapıtla geleceğim 30larımın sonu, 40larımın başı gibi.

Öncelikle, burada bir şikayet mektubu yazdığımızdan mütevellit, genel olarak bizleri gıcık ettiğiniz durumların 1-2 tanesinden söz edeceğim. Çok da uzun tutmayacağım ama, kalanını kitapta bulabilirsiniz.

Şimdi. Muavinlik genç adam işi. Geneliniz başka bir iş bulana kadar idarelik yapıyor bunu. -belki de tüm garipliklerinizin başı bu ama olsun, bize de malzeme çıkarıyorsunuz bahaneyle.- Otobüste kaptanların ve onca insanın ağız kokusunu çekiyorsunuz, anlıyorum genç adama gelmez bu tarz durumlar. Ama kuzum, her gördüğün güzel kadın yolcuya da alenen asılınmaz ki. Yanında annesi, babası, kardeşi varmış demiyorsunuz, güzel yolcumuza ayrı bir ilgi, efendime söyleyeyim ikramda kusur etmemeler falan. Çok ayıp çok. Sevmediğimiz hareketler bunlar.

İkram demişken. Alt tarafı bir kek yiyip bir de çay içeceğiz ama ben her seferinde geriliyorum o sekans esnasında. Mesela bazılarınız sağlam öküz oluyor. Öndeki güzel yolcuyla veya yaşına hürmet ettiği yolcuyla sizli bizli konuşurken, biz gençlere gelince "ne içiyon?" deme gibi bir huyunuz var. Ben direk iptal oluyorum böyle durumda ve kahvemi isteyip kektir, bisküvidir o olaya girmeden pısıyorum kenara. Ayrıca dökülecekse benim üzerime dökülecek, ne o öyle yarım koymalar sıcak suyu. Yarıdan az koyanınıza da denk geldim birkaç sefer, evlerden ıraksınız.

İlk akla gelen ve çok uzun sürmeyecek şekilde yazabileceğim iki sinir edici özelliğiniz bunlardır efendim. Gün gelir, gülümseten detaylarınızı da bir "öptüm bay" formatına dönüştürüp ekibimizin de izniyle buralarda paylaşırız.

Önce tüm öptüm bay'cıları ve sevenlerini öperim ancak bay demem, candır onlar. Sizleri öpüp öpmemekte bile kararsızım ancak formatımız böyle. O hâlde; tüm emekçi muavinler, hepinizi öptüm, bay!

Erhan Kayakuş

0 yorum:

öptüm bay!  © Blogger template por Emporium Digital 2008

Voltar para o TOPO