18 Şubat 2010 Perşembe

Sevgili Hizmet Sektörü Çalışanları ve Özellikle Garsonlar...

Hepiniz değil, ama bir kısmınız (ki son dönemde her yerde karşıma çıkmaya başladı o "bir kısım" insanlar) beni uyuz ediyorsunuz.

İsterseniz hikayeyi başa alalım.

Benim babam turizm sektöründe çalışıyor. Otellerde müdüriyet pozisyonlarında çalıştı, çalışmakta. Haliyle hayatıma "nerden baksan 355 gün iş" diye bir kavramın girmesinden önceki mutluluk ve neşe dolu 22 yıl boyunca ben yılın 3 ila 6 ayını hep otellerde geçirdim.

Normalde otellerde müdürün oğlu, patronun çocuğu filan şımarık olur, yavşak olur. Ama babam çalıştığı pozisyonu babasından miras almadığı için, biz(abim ve ben) sürekli çalışanların ne kadar zorlandığını, nasıl yorulduklarını dinleyerek, görerek ve hatta zaman zaman bizzat o pozisyonlarda çalışıp tecrübe ederek büyüdük.

Bu yüzden eğer siz hizmet sektörü çalışanları, özellikle garsonların halinden anlayacak biri varsa o da benim.

Ama bu benim, müşterinin, karşısına bir karış suratla gelip, sana bahşiş olsun diye bozuk para bulmaya çalışırken afra tafrayla hofurdanmanı haklı göstermez sevgili denyo garson kardeşlerim.

Eğer incileriniz dökülüyorsa bu işi yapmaktan, siktirip gidebilirsiniz. Sektör mü kalmadı? Gidin masa başı bişeyi olun. Gidin bir özel şirkette Selçuk Erdem karikatürleri forward edin.

En başta dediğim gibi, son zamanlarda karşıma çok çıkıyorsunuz, bir gün birinize çok fena patlıycam. Uyarmadı demeyin.

Öptüm bay.

Onur Cengiz

0 yorum:

öptüm bay!  © Blogger template por Emporium Digital 2008

Voltar para o TOPO