Sevgili Çağrı
Sevgili Çağrı,
Sana eniste dedik, arkadas dedik, meslektas dedik, blogumuzun diregi, optum bay'in erkegi dedik, basimizda dur dedik. Nerdesin be adam?! Ornek veriyorum, veriyoruuuum verdim; okuyucu mektubu alalim dedik, renk olur arada birkac tane; biliyorsun simdi onune gecemiyoruz. Biz tembel olduk onlar bizi birakmadi sag olsunlar. Ezgi ile ben inkar edemezsin ki yine de yaziyoruz surekli sikayet mektuplarini, sen toz pembe bi hayatta mi yasiyorsun nedir anlamadim ki, hic mi sikayet edecek seyin yok be Çağrışah? Ben sana kopya vereyim gerekirse, sen yaz. Yeter ki yaz su blog'a be gozum.
Boynumuz bukuk mu kalsin? Kucuk cocuklara "baban nerde cocugum?" dediklerinde, o cocuk melul melul bakar ya, iste biz de oyleyiz. Hani hani... Neyse olayi dramatize etmenin derdinde degil seni musadenle cumle aleme tatli tatli rezil etmenin derdindeyim. Bak sag tarafta ne yaziyor, Çağrı, Eda ve Ezgi'nin blogudur. Vallahi blog'ta ayaklanmaya sebebiyet vereceksin, ic hesaplasmalara gidecegiz. Bize guveniyorsun sanirim, kadinlarin elinden blog kurtulmaz gibi bir dusuncen de olabilir, ama biliyorsun bizim elimizden sen de kurtulamazsin.
Evet, kabul ediyoruz, Ezgi ve ben bir kez olsun elimizi soguk sudan sicak suya sokmadik sayende, teknik mudur olarak seni atadik ve Cagriiii sunu suraya koysana, bu nasi oluyooo, soyle yapsak olmaz miii diye taleplerde bulunduk, hepsini de yerine getirdin. Ama sen yazarsin! Bunu unutma, gerekirse ver bize domaindir, hosting'dir, ne bileyim blogun sagina soluna ayar cekmektir, azicik da biz yapalim. Sen de biz onlarla ugrasirken iki mektup yaziver.
Hadi Cagricim, artik vakti geldi. Odulu de kaptik, gozler uzerimizde, bizi yalniz birakma. Hem senin mektuplar daha bi kanitlara dayali, daha bi gercekci oluyor, biz kaptirdik mi duygularimizi karistiriyoruz hemen. En kisa zamanda cok buyuk sikayet etmen dileklerimle, ornegin sana bu hareketi yaptigim icin sen de bana hareketin allahini yaparak beni sikayet etmekle baslayabilirsin.
Ezgi'den izin alip optum, bay!
Eda