27 Kasım 2009 Cuma

Sevgili Threadless ve diğer T Shirt tasarımcıları...

Sevgili Threadless ve diğer T Shirt tasarımcıları,

Öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki, ben t shirt giymeye bayılan bir insan değilim. Elbisedir, bluzdur, tuniktir hatta gömlektir, beni hep daha çok çeker. Ama işte gönül bu, bazen aklım kayıyor t shirt'e, heves ediyorum. Hemmen almalıyım binbeşyüz tane diyorum.

Yalnız, almıyorsam suç sizin! Bunu bilin, buna göre konuşmamıza devam edelim.

Sevgili tasarımcılar, erkekler için hiç sorun olmayan o bisiklet yakayı, hiç değiştirmeden bir kadın t shirt'ünde kullanırsanız ben onu giyemem ki?!
Hemen örneklerle açıklayayım...

Yukarıda gördüğünüz t shirt bakın ne kadar şeker, ne kadar tatlı. Ama o yaka! O yaka! Ben boğazıma değen şeylerden kaçıyorum zaten, siz boğdukça boğuyorsunuz.
Hemen size model olarak bir başka alternatif göstermek isterim...


O saçmalık ipleri boşverin, yakaya gelin. Bakın ne kadar hoş, ne kadar tatlı bir yakamız kendisi...

Bundan sonra yakalara özen gösterdiğinizde t shirt almaktan hiç çekinmeyeceğimi söyler, ellerinizden öperim. Tasarımları da bunlara adapte edersek şahane olur.
Valla çizimlerle bir sorunum yok, benim kavgam o yakayla. Gidin konuşun fabrikatör Kamil Bey'le bundan sonra bunlara yapsın tasarımlarınızı.

Öptüm bay!

e.


Önemli not: Siyah t shirt'teki yakanın ismini bilmediğim için hiçbir Google aramamda bulamadım. Sonra aklıma sevgili Bengi'nin şahane moda blogu geldi. Varsa varsa orda vardır dedim, haklı çıktım. T shirt'ü de ordan kırptım. Umarım bana kızmaz. Siz de gidin bi ziyaret edin, selamımı söyleyin; http://benkonusuyorum.blogspot.com/

22 Kasım 2009 Pazar

Sevgili Gtalk...

Sevgili Gtalk,

Seni severim, gerçekten severim. MSN'den nihayet kurtulduk sayende. Bir sürü güzellik de yaptın, tasarımın felan pek hoş...

Ancak, sevgili Gtalk, artık sence de Mac'le barışmanızın vakti gelmedi mi? Adium, IChat gibi programların dışında kullanmak istiyorum ben seni. Mail adresimden, minicik kutulardan kullanmak koyuyor artık bana. Doyasıya faydalanmak istiyorum senden!

Lütfen artık öpüşün barışın...

Öptüm bay!

e.

20 Kasım 2009 Cuma

Sevgili vapur/motor kullanan insanlar...

Sevgili vapur/motor kullanan insanlar,

Size çok önemli bir sorum olucak. Gerçekten çok merak ediyorum.
Denizin ortasında benim bilmediğim bir durak mı var?

Benim bildiğim kadarıyla böyle bir şeyin olması pek mümkün değil, ancak niye inatla koltukların en başında oturup, insanlara yol vermemek için elinizden geleni yaptığınızı asla anlamıyorum.
Yani çok mu zor en pencereye yakın koltukta oturmak? Sizin anlayış kavramınızın çok mu ötesinde bir davranış?
O kadar kızıyorum ki! Hadi diyelim bir halt yediniz oturdunuz, çok aceleniz var, öbür yakadaki amcanız ölüyor ona yetişmeye çalışıyorsunuz, yol vermek çok mu zor? Bir bacağını hafifce öbür tarafa koymak çok mu zor geliyor?

Bana bu soruların cevabını doğru bir şekilde verin, insan olduğunuza inanayım.

Öpmedim ama bay!

e.

Sevgili (Aşk-ı Memnu'daki) Nihal,

Sevgili Nihal,

Sen ne zevksiz bi insanmissin arkadasim. 2009'da koyu mor oda nedir ya? Hani sade olacak diye konusup duruyordun. Senin o odaya harcadigin parayla ben muhtemelen kendime en azindan 2. el araba alirim. Behlul'un verdigi akil da bu muymus yani? Siyah kafam kadar ferforje yatak basliklari, tasli avizeler, o igrenc parlak koltuk... Bu mu sizdeki vizyon? Kiro musun keko musun nesin anlamadik. Safsiz zaten biraz, genel karakterine hic girmiyorum bile.

Zaten berbat giyiniyorsun, hala saclarini ortadan ayiran bir insandan cok fazla bir sey beklemesek de o 90'lardan kalma jileleri cikarmayi yeni akil edebilmis olman cok yazik. Simdi de buyudum ben diye yetiskin modasini dar ve parlak bir cizgiden takip etmeye calisiyor olman sana cok vakit kaybettirecek bu yolda.

Neyse diyecegim o ki, o patlican moru odada geceleri cok kabus gorursun bak, para bol nasilsa at onlari cope, al soyle Akdenizli bir seyler, ac perdelerini de salak salak evde takilacagina biraz bogaza falan bak. Senin yerinde olmak icin kac genc kiz kendini parcaliyor bu devirde.

Hadi canim, Behlul opucugu kadar olmasa da optum, bay!

Eda



Not: O degil de Peyker nerden giyiniyor ya? cok onemli benim icin bu. O'nu ayrica optum.

Kendini tutamayan not: Evet, optum, bay! yazarlari bu diziyi izliyor, ve evet fotografa +rep lutfen.

19 Kasım 2009 Perşembe

Sevgili Ust Katimdaki Komsu Cift,

Sevgili Ust Katimdaki Komsu Cift,

O tavana 'yeter ulan artik' diye vurdugum viledanin sopasini erkek olaninizin sirtinda kirma hayalleri kuruyorum haberiniz olsun. Kac seferdir sizi susturmak icin yuruttugum gizli projelerim suya dustu, posta kutunuz kapali ve ustune post-it ve bant yapismiyor dusuyor, bir gun lazim olursa haberiniz olsun. Evden ciksaniz (!) kapinizin altindan aticam notu ama ne mumkun.

Bana sizi ayirmaktan baska care birakmadiniz, insallah en kisa zamanda 5'iz cocugunuz olur. Yakalarsam gercekten ikinizi de cok fena yapicam.

Asla opmuyorum, bay!

Artik delirmesine az kalmis olan alt komsunuz Eda

17 Kasım 2009 Salı

Sevgili anneciğim...

Sevgili anneciğim,

Süper şahane kadınsın, çoğu zaman seni sevmekten ısırmak istiyorum ama sen de biliyorsun şimdi yaptıklarını. Bu yüzden sana bugün iki adet şikayetim olucak.

Öncelikle, ne zaman gitsem başka evlerde kalsam, odamı bir kiler haline getirmen gerçekten kanıma dokunuyor. Tamam ben de gidince, günler boyunca gelmiyorum falan ama odama girer girmez kurutulmaya bırakılan kıyafetler, elektrik süpürgeleri, battaniyeler ve tabii ki sergiye koyacağım işlerin üstünde duran bir kedi görmek zorunda mıyım? Hayır ben de kendi evime çıkmak için dört gözle bekliyorum ama bunu bu kadar suratına sokmuyorum değil mi?

İkinci sorunumuza gelince; annecim diyet radarın mı var? Diyete girdiğimi söylediğim 4. dakikada elinde alışveriş poşetleriyle eve dalıyorsun. İçinde allah ne verdiyse tatlılar, abur cuburlar, bu kadarı da fazla yani. Bir bakıyorum asla patates kızartması yapmayan kadın çapır çapır patates doğruyor, kekten nefret eden kadın internetten kek tarifleri bakıyor.

Annecim lütfen, bu konulara dikkat edersen çok mesut oluciiimm..

Çok öptüm bay!

e.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Sevgili metroyu kullanacak insanlar...

Sevgili metroyu kullanacak insanlar,

İNANILMAZSINIZ! Evet, yeditepe İstanbul'a metro yapılalı yıllar oldu ama siz hala doğru kullanmayı öğrenemediniz. Yazıklar olsun!
Canlarım, hiç zor değil, gerçekten. Şimdi yazacağım "subway for dummies" tadındaki yazıma dikkat ederseniz hemen çözücez.
Öncelikle ve belki de en önemlisi, yürüme bantı durmak için değil! Bunu iyi kavrayalım; sevgili aşıklar, kız kesen abazanlar, orada durmaya devam ettikçe size ekmek çıkmaz. O nasıl saçma bir harekettir ya? Orda durmak nasıl bir saçmalıktır yahu?
İkincisine gelince; yürüyen merdivenlerin sağı durmak, solu da "acele"si olan insanlar için organize edildi. Düşünceli insanlar oldukları için böyle uygun görmüşler, tavsiye ederim. Siz de düşünceli olunuz.

Son olarak, 50 yaşın üstünde değilseniz bu hataları kabul edemeyeceğim canlarım. Yeter ya, yeter ulan!

Öptüm bay,

Her metro kullandığında size bağıran e.

15 Kasım 2009 Pazar

Sevgili Ece Sukan (tekrar bolum)

Sevgili Ece Sukan Merhaba,

Artık seni her türlü dergide, mekanların kitapçıklarında, orda burda en arka sayfadan 10 sayfa önce, 'kim hangi gece nerde ne yapmış sayfası'nda, yukardan çekilmiş bi pozla, al yanaklarınla, aşırı mutlu görünen çoğunlukla tanımadığımız insanlara sarılırken görmek istemiyorum tamam mı? Teşekkürler.

Bir insan istisnasiz her basılı yayında o sayfada illa ki olur mu ya? Inanmayan açıp baksın, dediğim pozu vermemişse söyleyin bana ne diyim. Yüzde yüz diyorum bak yüzde yüz.


Eda Taşpınar'dan beter oldun.

Oh, rahatladım.

O al yanaklardan optum, bay!

Eda

Not: Bu yazi bilmemne tarihli bi' yazi olup, sahsi blogumdan bildiginiz kopi pest yontemiyle asil ait oldugu yere gelmistir. http://dunyanineniyiblogu.blogspot.com/2009/05/ece-sukana.html

14 Kasım 2009 Cumartesi

Sevgili Annem

Benim yardimsever, dusunceli, sagduyulu, egitimci oooee ne diyorduk hah, sevgili annecim. Biliyorum cok yerinde bir amaca hizmet ediyorsun ama senin sayende Bursa'da civardaki tum ihtiyac sahipleri retrocu olup cikacak, tarz sahibi olmalarina karsi degilim ama artik giymek istemediklerimizi versen olmuyor mu? Bak herkes oyle yapiyor.

Senden uzakta yasamami firsat bilip dolaplarimi bosaltma anne, seviyorum ben onlari, ani diye bir sey var, butun hemcinslerim 'belki bir gun giyerim' diye nice dolaplar doldurup tasirdi, bi' ben mi goze batiyorum dunyada? Bi' zalim sen misin? Ben senin dolabindakileri millete bagisliyor muyum ya?

Her annede yildan yila kroniklesen 'atma hastaligi'nin bir temsilcisi de sensin, biliyorum sen olmasan cop evlerde yasariz, ama kucukken de yaptigim resimleri cope attin bir sey demedim, dedim de sallamadin. Lutfen 'of ya bu var ya manyak bi sey deyip' de asla giymedigim etmedigim seylerden uzak dur, bir gun gelir suksemi onlarla yaparim, hayat bu hic belli olmaz.

Seni cok ozledim ve cook optum, bay!

Eda

Sevgili Amerikalilar

Sevgili Amerikalilar,

Imajiniz kotu, bir kere onu soyleyeyim. Deginecek cok sey varken ben sizin bu 'excuse me' probleminizi seciyorum. 'Amerikalilar gunde kac kez excuse me diyor?' konulu arastirmam surerken sinirim bozuldu ve sikayet mektubumu yayinlamaya karar verdim. Tamam Turkiye'de otobuslerde konserve style yolculuklari; tacize varan, tacizin icinden gecen ve hatta taciz otesi olaylar esligindeki minibus, otobus maceralarini tercih etmem buna nazaran. Ama siz de ayri psikopatsiniz be kardesim. Bin metre ilerden ya da geriden yuru, kasada sira beklerken 5 kisi bosluk birak falan. Hepimiz insaniz iste abartmayin, tepenize cikmadigim surece yuzume tip tip bakmayin.

Hic abartmiyorum, birak carpmayi, gec surtunmeyi, unut yakinimdan gecmeyi sadece gorus mesafemde sayilabilecek derecede etrafimdan gecerken ozur diliyorsunuz, vallahi bozuluyorum. o kadar mi ketum duruyorum? Boyle tarz olmaz, bu kadar takintili olmayin canlarim, beden dersinde yaptigimiz gibi bir kol uzunlugu kadar mesafe koyalim yeter, ben de hepinizle birden cok samimi olmaya merakli degilim. Hepinizi birden...

...Optum, bay!

Eda

13 Kasım 2009 Cuma

Sevgili Çağrı...

Sevgili sevgilim Çağrı,

Bunları burada yazmak istemezdim ama bana başka bir seçenek bıraktırmadın.
Sen de çok iyi biliyorsun ki bir dükkan açtık seninle. Sağolasın birçok işine koştun, bütün metinleri yazdın. Ancak orada senin de ismin geçiyor!
Çok çalıştığını biliyorum ama yapacağın 10 dakikalık iş!

Demem o ki, artık halkın heyecanla beklediği şu papercraftları koy lütfen. Hem keçe kısmı tatile giren dükkanımızın kağıt kısmı başlar. Fena mı?

Eğer bu uyarımdan sonra da koymazsan yaptıklarını, Taksim'de yürüyüşler, Friendfeed'te kampanyalar düzenleyeceğimdir. Haberin olsun...

Not: Bu arada şu sitenin de büyük harf olayına el atacaktın. Hala bağırıyorlar.


Sevgilerimle,
Çok çok çok öptüm bay!

e.

12 Kasım 2009 Perşembe

Sevgili TNT

Sevgili TNT,

Genel olarak güzel bir kanal oldun sen. Çok izlenen filmleri gösteriyorsun falan ama yine oturup izlemek istiyoruz. Ama bu aralar çok yanlış yapıyorsun TNT.

O MONK'A VERDİĞİN DUBLAJ NEDİR ALAAŞŞKINAA??!!!! O NEDİR OO??

Öhömm, eöö ben biraz Monk seviyorum TNT, hatta bildiğin bayılıyorum diziye. Ben bile izleyemiyorsam, bu berbat haline kimsenin katlanabileceğini sanmıyorum.

Lütfen o dublaj yapan her sesi kov işten, başka diziye/filme yapsınlar. Lütfeen!

Öptüm bay,

e.

10 Kasım 2009 Salı

Sevgili berberim Ahmet

Sevgili berberim Ahmet,

Sen kocaman bir çılgınsın! 20 yıllık berber-uzun saçlı ilişkimizin sonunda buna kanaat getirdim. Evet Ahmet Abi, yanlış duymadın. Tamı tamına 20 yıldır, yaklaşık 2 ayda bir, saçımı kestirmek üzere sana geliyorum ben. Tanıdın mı? Tabii ki tanımadın Ahmet Abi, tabii ki tanımadın... Desene, "20 yıldır geliyorsun, bir kere tanıdım mı ki şimdi tanıyayım?" diye.

Bi' kere, 20 yıldır sen "yazlık" dediğin için aynı adla andığım tıraşı oluyorum. Bir kez olsun sana "Bu sefer perma yaptırmak istiyorum." ya da "Aralara beç mi atsak, gölgeli daha mı genç gösterir?" gibi bir istekle gelmedim. Yalnızca bir kereliğine "Arkada kuyruk bırak." dedim ki onda da her tıraş olmaya gelişimde "Bu kuyruk kalsın mı burda? Keselim bunu yeaaa, kalmasın bu." diyerek beni önce kuyruktan, sonra hayattan soğuttun.

Hepsini geçtim, geçen seferki saç kesimi neydi öyle? Başka biri olsa, sana yeniden gelmek şöyle dursun, dava üstüne dava açardı. 20 yıllık geçmişimize acıyıp yapmadım öyle bir şey. Annem her sabah "Saçın çok kötü ya, baktıkça gülesim geliyor. Besleme gibi olmuşsun." dedi, içime attım...

Hadi onu geçtim, o koskocaman tahta fırçayla üstümde kalan saçları temizlerken koca fırçayı yüzüme gözüme vurman nedir? Tıraş makinesini carıl carıl enseme, yüzüme sürmen nedir Ahmet Abi!? CAN VAR ONUN ALTINDA CAN!

Bak, değdirmelerine bir şey demiyorum bile!

Arkada çok güzel müzik çaldığı için sakinim şu an, o yüzden daha fazla üstüne gitmek istemiyorum Ahmet Abi. Bak, "Abi" dediğim adamsın, gözünü seveyim ayağını denk al. Son kredilerini kullanıyorsun!

Öptüm bay,

Çağrı

6 Kasım 2009 Cuma

Sevgili aynı okulda okuduğumuz düdükler...

Sevgili aynı okulda okuduğumuz düdükler,

Ne zaman karşılaşsak, "ouv Ezgi sen okula geliyor muydun yavv??" "vaay ilk kez görüyorum seni bu sene" deyip duruyorsunuz. Ulan siz beni ilk kez görüyorsanız, ben de sizi ilk kez görüyorum! Ben hemen sizin aylaklık yaptığınızı, okula gelmediğinizi düşünmüyorum ama. Heralde derslerimiz başka zamanlarda diyorum, hatta çok afedersiniz ama genelde üzerine düşünmüyorum bile.
Geldiniz gelmediniz bana ne? Hayır merak ettiğim, acaba bir yoklama listeniz mi var? Ben bilmeden belirli zamanlarda sizlere mi görünmem gerekiyor? Nedir yani buna göre mi ayırıcaz birbirimizi, okula gelenler ve gelmeyenler.
Rica ediciiim lütfen rahat bırakın beni. Zira okula binbir güçlükle, binbir kendimi kandırmayla geliyorum, bu tür ithamlarınız beni tamamen soğutuyor.
Ben derslerime giren uslu bir kadınım artık, ders bitince de açıkçası çoğunuzu görmemek için evime kaçıyorum, işlerimi yapıyorum. Bu kadar.
Lütfen bir daha görüşmeyelim.

Son kez öptüm bay,

e.

4 Kasım 2009 Çarşamba

Sevgili soğuk hava...

Sevgili soğuk hava,

Üzülerek söylüyorum ki, seni günahım kadar sevmiyorum. Bana hiçbir faydan yok. Kimseye yok...

Bazıları "mikropları öldürür" falan diyor. Bırak allahını seversen! Burdaki amaç mikropları öldürmek olsaydı, tanrı soğuk hava değil formaldehit kullanırdı. Sanma ki çok sıcak havayı seviyorum; ondan da tiksiniyorum! Hiçbiriniz insanın tenini hafifçe serinletip geçen bahar havası gibi değilsiniz!

Ben mecbur muyum aylarca lahana gibi giyinmeye ya!? Bu yakılan odunun kömürün hesabını kim verecek!?

Bir an önce terk et burayı soğuk hava. Yerini mis gibi ilkbahar esintisine bırak, tamam mı? Bak, kimsenin yaşamadığı soğuk yerler var. Kutuplar var mesela. O civarda çok mutlu olacağına, pek çok arkadaş edineceğine inanıyorum.

N'olur git burdan...

Öptüm bay!

Çağrı

Sevgili yağmur...

Sevgili yağmur,

Dua et iyi bir işe yarıyorsun, sayende susuz kalmıyoruz. Yoksa bu mektubum çok daha ağır olucaktı. Büyüklüğünü kabul ediyor ve saygı duyuyorum...
Ama başıma bir şey gelmeyecekse, saçlarım seni hiç sevmiyor. Derhal kabarıyorlar ve sana olan kızgınlığını ifade ediyorlar. Ben ise saçlarımı çok severim Yağmur. Bu durumda ben de sana kızıyorum.
Lütfen artık üstümüze yağma.
Ayrıca, sen yağınca, ben hemen hayallere dalıyorum Yağmur. Yok efendim, adada sevdiceğimle evimiz olucakmış da, yağmur yağan günler tatil olucakmış da, biz evimizde battaniyenin altında kahve içip, film izleyecekmişiz! Yağmur senin yüzünden tam bir romantik oluyorum!
Lütfen damlalarını bir araya topla ve bu duruma bir çare bul.

Öperim ıslak ıslak, bay!

e.

Not: Bugün yolda en yoğun halindeyken bozulan şemsiye. Haksız olduğunu sen de biliyorsun, resmen yarı yolda bıraktın beni! Seni tamir etmeye çalışayım derken elimi de ısırdın! Ruhsuzsun, sana başka lafım yok.

3 Kasım 2009 Salı

Sevgili Friendfeed...

Sevgili Friendfeed,

Sana olan hayranlığımı, sevgimi yoldaki Hasan'a sorsan bilir. Birkaç küçük hatan dışında mükemmel bir sitesin. Ama senin de çok büyük bir defon var.

Ben birini engellediğimde, isterim ki ben onun hiçbir şeyini görmediğim gibi, o da benimkini görmesin. Yok olalım birbirimiz için o sitede. Ama canım kardeşim o yaptığını düşündüğün saçmalık nedir ya?!
Vay efendim benim sayfamı görmeyecekmiş de, onun dışında kimin feedine yorum yapsam görecekmiş... Yok öyle yağma arkadaşım. Pışıııııkkk!

Ay lütfen düzelt şunu, gerçekten çok sinirleniyorum. O zaman engellemeyeyim, oturup kavga edeyim daha iyi yani, arkamdan konuşmasına izin verme bacım, kendine gel!
Aaaaaa!

Öptüm seni ama çok kızgınım, bir de bay!

e.

2 Kasım 2009 Pazartesi

Sevgili Cnbc-e...

Sevgili Cnbc-e,

Seni severim, ilk göz ağrım, gözümün nurusun. Genelde yaptığın reklamları çok sevdim, bazen de dizi öncesi gösterdiğin görüntülere güldüm.
Ancaaaak, canım kardeşim o, nerdeyse evimizin içinde "reklamlaaaaaar" diye bağıran kadın nedir allaaaşkına? Ben böyle kötü anons hayatımda görmedim. Biz anlamıyor muyuz canım reklamın başladığını bittiğini? Gerçi anlamıyoruz, "reklamlar bitti" diyorsun, sonra tek reklam, 3.4 reklam falan diyorsun ama yine de, beni anladın!

Senden bunu hiç beklemezdim Cnbc-e, resmen nefret ettim senden!

Bir diğer dönemde kendini toplaman dileğiyle,

Öptüm bay!

e.

öptüm bay!  © Blogger template por Emporium Digital 2008

Voltar para o TOPO